
Küresel piyasalar, merkez bankalarının para politikalarına ilişkin belirsizlikler, ticaret dinamikleri ve jeopolitik gelişmelerin etkisiyle karmaşık bir seyir izliyor. Fed yetkililerinin temkinli duruşu ve Moody’s’in ABD kredi notunu düşürmesi gündemin önemli başlıkları arasında yer alırken, farklı coğrafyalardan gelen ekonomik veriler ve merkez bankası kararları piyasalarda yön arayışına neden oluyor.
ABD Ekonomisi ve Para Politikası (Fed):
ABD’de ithalat fiyatlarının artması ve Michigan Üniversitesi enflasyon beklentilerinin yükseliş kaydetmesi, Dolar Endeksi ve ABD tahvil faizlerinde yukarı yönlü bir harekete neden oldu. Bu veriler, enflasyonist baskıların devam edebileceğine işaret ediyor. Fed yetkilileri, temkinli olmaya devam edecekleri sinyalini veriyor ve tarifelerin yarattığı belirsizlikler nedeniyle Fed’in beklemede kalmasının şu anda daha uygun göründüğü belirtiliyor. Fed’in olası bir faiz indirimi için aceleci olmayacağı işaret edilirken, piyasa bu yıl Ekim ve Aralık aylarında iki kez 25’er baz puanlık faiz indirimi beklemeye devam ediyor. Ancak politika yapıcıların Eylül ayından önce faiz oranlarını düşürmeye hazır olmadığı ifade ediliyor. Bugün Fed üyelerinin yapacağı konuşmalar yakından takip edilecek.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, ABD’nin kredi notunu bir kademe düşürerek “Aa1” seviyesine indirdi. Bu karar kısa süreli satışlara neden olsa da etkileri sınırlı kaldı. Bu kararla birlikte, üç büyük derecelendirme kuruluşunun hiçbirinin dünyanın en büyük ekonomisine en yüksek not olan “AAA” vermediği dikkat çekiyor.
ABD Yönetimi ve Ticaret:
ABD Başkanı Trump’ın iç tarafta vergi indirimlerine yoğunlaşacağı ve ekonomiyi canlandırmayı amaçladığı belirtiliyor. Vergi indirimlerini uzatacak yasa tasarısının bu hafta oylanacağı ve bunun kamu borcunu 10 yılda 3-5 trilyon dolar artırabileceği konuşuluyor. ABD-Çin arasındaki geçici ateşkes devam ederken, ABD-Suriye-Türkiye çalışma toplantıları ve Güney Kore ile ABD arasındaki tarife görüşmeleri de gündemde. G7’de kapsamlı bir ticaret anlaşmasının olmaması da önemli bir başlık.
Euro Bölgesi ve İngiltere:
Euro Bölgesi veri takviminde Perşembe günü açıklanacak Mayıs ayı flaş PMI verileri odak noktası olacak. AB Komisyonu, Euro Bölgesi’nin 2025 yılı büyüme beklentisini %1,3’ten %0,9’a, 2026 beklentisini ise %1,6’dan %1,4’e indirdi. Almanya’da bugün ÜFE verileri, hafta sonu ise 1. Çeyrek nihai GSYİH verileri (öncü: çeyreklik %+0,2, yıllık %-0,2) açıklanacak. İngiltere’de ise yarın TÜFE verisi bekleniyor. İngiltere ve AB arasında Brexit sonrası ilişkileri yeniden şekillendirecek, özellikle gıda ve çelik ticaretini kolaylaştıracak bir işbirliği anlaşmasına varılması olumlu bir gelişme olarak kaydedildi. İngiltere Merkez Bankası PPK Üyesi Dhingra, faizlerin 50 baz puan daha indirilebileceğini vurguladı.
Çin ve Japonya:
Bu sabah Çin Merkez Bankası (PBoC) 1 ve 5 yıllık kredi faiz oranlarını değiştirmedi. Çin devlet bankaları ise yavaşlayan ekonomiye karşı likiditeyi artırmak için mevduat faizlerini düşürmeye devam ediyor. Çin’in %5 civarındaki büyüme hedefinin büyük bir teşvik paketi olmadan zor olduğu belirtilirken, ekonomik aktiviteyi destekleme paketinin Haziran’a kadar uzatılması kararı alındı. General Motors’un Çin’e ihracat süreçlerini durduracağı haberi de dikkat çekti. Japonya’da ise Nisan ayı ÜFE beklentilere paralel gelirken, ekonomik aktivitedeki daralma nedeniyle mali zorlanmalar ve uzun vadeli tahvillerde rekor seviyeler görülüyor. Perşembe günü imalat ve hizmet PMI verileri açıklanacak.
Rusya-Ukrayna ve Jeopolitik Riskler:
Rusya Devlet Başkanı Putin’in Kiev yönetimi ile gelecekteki barış müzakerelerine ilişkin bir yol haritası üzerinde çalışabileceğini belirtmesi, olası bir ateşkes konusundaki iyimserliği artırarak altın gibi güvenli liman varlıklarına olan talebi azalttı. Jeopolitik risklerde daha fazla azalma olursa altın fiyatlarında daha büyük bir geri çekilme yaşanabileceği ifade ediliyor. Pakistan ile Hindistan arasındaki ateşkesin ise dün 30 Mayıs’a kadar uzatıldığı bildirildi.
Emtia Piyasaları:
Doların hafif güçlenmesi ve olası ateşkes iyimserliği ile altın fiyatları geriledi. Spot altın ons başına %0,5 düşüşle 3.213 dolar seviyesine indi. 3200 doların altındaki düşüşlerde alıcıların ortaya çıktığı belirtiliyor. Tarifeler konusunda uzlaşma ve Rusya-Ukrayna müzakerelerinin etkisi altın fiyatlarını baskılamaya devam ediyor; ons fiyatları 3125 dolara kadar geriledikten sonra toparlanmaya çalışsa da 3250 dolar direncini henüz aşamadı ve 3.200 dolar üzerinde tutunma çabası gösteriyor.
Brent petrol fiyatları ise yatırımcıların ABD-İran görüşmeleri, Asya’daki güçlü fiziksel talep ve Çin ekonomisine ilişkin temkinli görünümün arz üzerindeki etkisini değerlendirmesiyle neredeyse yatay seyretti. ABD-İran nükleer anlaşmasına dair beklentiler yukarı yönlü hareketleri sınırlıyor. Teknik olarak flama formasyonundaki sıkışma devam ederken, 65,40 dolar direncinin aşılması önem taşıyor; 63,80 dolar ise destek seviyesi. OPEC+ grubunun 28 Mayıs’taki toplantısı kısa vadeli yönü belirleyebilir. Brent petrol 65 dolar üzerinde kalma çabasını sürdürüyor.
Genel Küresel Piyasalar:
Küresel hisse senedi piyasalarında geçtiğimiz hafta pozitif bir seyir hakimdi. Ancak bu sabah küresel piyasalarda risk iştahı karışık; ABD piyasaları eksi, Çin, Hong Kong ve Japonya artı seyrediyor. ABD borsaları Moody’s kararının ardından toparlanarak günü yataya yakın tamamlarken, Avrupa borsaları karışık kapanışlar gördü. #FED #Moodys #USDTRY #EURUSD #XAUUSD #BrentPetrol #OPEC #TicaretSavaşları #Enflasyon
“Küresel piyasalar Fed Moody’s” veya “Dolar Endeksi tahvil faizleri grafik”